Çocuklara cinsel istismar bütün dünyada önemli bir sorun. Avrupa Konseyi’nin rakamlarına göre Avrupa’da her 5 çocuktan birinin cinsel istismar ya da sömürü riski altında olduğu biliniyor. Avrupa Konseyi’nin 5te1 kampanyası bu acı gerçeği ortadan kaldırmaya yöneliktir.
Konunun uzmanlarına göre çocukların cinsel sömürüsü, çocukların anlayabilecek durumda olmadıkları, yaşlarına ve psikoseksüel gelişim aşamalarına uygun olmayan bir biçimde, erişkinler tarafından, cinsel etkinliklere şiddet ya da kandırma yoluyla zorla dâhil edilmeleri anlamına gelir. Uluslararası hukuk metinlerinde “çocukların cinsel istismarı” terimi, çeşitli fiillerle gerçekleştirilen kötü muamele anlamına gelir. Bu fiiller arasında ensest, tecavüz, fuhuş, pornografi, teşhircilik, pornografik sunumlara katılım ve benzeri fiillerdir. Tüm bu fiillerde fiziksel ve psikolojik baskı söz konusudur ve ceza hukukunda bunlar çocuğa yönelik cinsel istismar sayılır.
Türkiye’de bu sorunun ciddi boyutlarda olduğu bilinmektedir. Ancak bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar yetersizdir. Son 12 yılda Türkiye’de sadece 42 bilimsel yayın yapılmıştır. Bunların yarısından fazlası Türk araştırmacılar tarafından yabancı dillerde ve yurtdışında yayınlanmıştır. Bir STK olan Uluslararası Çocuk Merkezi’nin (UÇM) yazılı ve görsel medya aracılığıyla toplayıp Ushahidi haritalama metoduyla oluşturduğu cinsel istismar ve sömürü haritasında Ocak 2010 ile Kasım 2013 arasında 377 çocuk cinsel istismarı vakasına rastlanmıştır. Adana, Samsun, İstanbul, Tekirdağ, Antalya, Urfa, ve Diyarbakır en fazla vakanın raporlandığı iller olarak karşımıza çıkmaktadır. (Harita ilişiktedir)
Konu ile ilgili eldeki kamuya açık son adli istatistikler 2011 yılına aittir ve Türkiye’de işlenen cinsel suçların %47’sinin çocuklara karşı işlendiğini göstermektedir. Çocuğa karşı işlenen cinsel suç davalarının sayısı sadece 2011 yılında 18,334’tür. Kaç çocuğa karşı işlendiği bilgisi bilinmemekle birlikte, her bir davada sadece bir çocuğu etkilendiğini bile söylesek bu rakam sorunun Türkiye’nin yer yerinde ne kadar büyük oldugunu gösteriyor. Cinsel istismara uğrayan çocukların %90’ı faili bilmektedir. Cinsel istismar mağduru çocukların %30’u ileri yaşlarda bir istismar vakasının faili olmaktadır.
Türkiye’deki çocuğa karşı cinsel istismar vakaları sadece adli bir vaka olduğu zaman toplum tarafından bilinebilmektedir. Sorun büyük boyutta toplumda, çoğu kez aile içinde, sessizlikle geçiştirilmektedir. Kız çocuklarının erken ve zorla evlendirilmeleri sorunun bir boyutudur.bunun yanında ensest, tecavüz, pornografi, teşhircilik, internette cocuk cinsel istismarı ve sömürüsü, cinsel amaçlı çocuk ticareti uygulamalarına toplumda sıkça rastlanmaktadır. Hatırlanmalıdır ki, çocuk istismarı tüm sosyo-ekonomik seviyelerde, kültürlerde ve eğitim düzeylerinde görülebilmektedir.
Bu konuda Avrupa Konseyi ile birlikte Türkiye’de 2 yıl devam edecek bir kampanya başlatılacaktır.
Kampanyanın iki stratejik hedefi vardır:
- Geniş bir kampanya ile çocuklarda, ailelerde ve toplumda duyarlılık yaratmak ve böyle olayların açıkça bildirimini sağlayıp, suçluların cezalandırılmasını sağlamak,
- Adalet sisteminin bu konuya özel ilgi ve öncelik vermesini sağlamak.
Çocukların cinsel istismardan korunması için her düzeyde alınması gereken önlemler Lanzarote Sözleşmesi’nde gösterilmiştir.
Türkiye bu sözleşmeye taraftır. Bu kabul edilemez çocuk hakları ihlalinin önüne geçme görevi herkese düşmektedir.
Bu çerçevede, Uluslararası Çocuk Merkezi (UÇM/ICC) olarak aşağıdaki konuların dikkate alınarak yetkililerin çocuk korumaya dair Türkiye’nin uluslararası yasal yükümlülükleri yerine getirmeye çağırıyoruz:
- Çocuğa yönelik cinsel istismar ve sömürüyü önlemek için anne-babaları, çocuğa bakmakla yükümlü kişileri ve bu yolla çocukları bilgilendirip çocuğun güven içinde bir hayat sürmesini sağlanması,
- Yerel yönetimlerin Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Anlaşmasını imzalayarak çocuk cinsel istismar ve sömürüsü konusunda önleme ve koruma çalışmalarını desteklemeleri,
- Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere tüm yasal mevzuatın Lanzarote Sözleşmesi hükümleri esas alınarak gözden geçirilmesini ve çocukları etkili yasal korumasını sağlayacak şekilde güçlendirilmesi,
- Çocuk cinsel sömürüsünün sınırları asan boyutlarını göz önüne alarak Türkiye’nin zaten imzalamış olduğu Siber Suçlara Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve İnsan Ticaretine Karşı Eyleme dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni bir an önce onaylanmasını ve uygulanmasını,
- Çocukların hak sahipleri olarak haklarını doğrudan kullanmalarını sağlayacak Çocuk Haklarına dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolün bir an önce onaylanması.